2013 yılında 1.3 milyar nüfuslu Katolik dünyanın ruhani lideri seçilen Arjantinli Papa Francis, son derece enteresan bir liderlik hikayesi çiziyor. İklim değişikliği savunuculuğu, ilklere imza atan seyahat tercihleri, Twitter’ı aktif kullanarak yalan haberleri lanetlemesi, Yemen ve Suriye iç savaşının bitmesi için dünya liderlerine periyodik olarak çağrı yapması ve katıldığı etkinliklerde insanlara sarılarak makamının protokollerini kökten değiştirmesi gibi özellikleri onun politikalarını önceki liderlerden başka bir yerde konumlandırıyor. Amerika kıtasından seçilen ilk papa olan Francis, hafta başında bir dinler arası iletişim konferansına katılmak için Birleşik Arap Emirlikleri’ne gitti ve körfez Arap ülkesine ayak basan ilk Katolik lider oldu. Lakin bu Francis’in ilk Müslüman ülke deneyimi değil. Daha önce yedi tane Müslüman ülkeyi ziyaret ederek liderleriyle tanışan Francis sınır tanımayan sevecenliğin ve diyaloğun dünyayı kurtaracağına inanıyor. 2016’da Hoşgörü Bakanlığı kuran Birleşik Arap Emirlikleri, 2019’u ‘Hoşgörü Yılı’ ilan etti. Bu kapsamda yapılacak ilk etkinliklerden biri de her inançtan din adamının ağırlanacağı bir dinler arası diyalog konferansı. Bu konferansta Papa Francis Sünniler için en yüksek makam olan Al-Azhar imamı Ahmed al-Tayeb ile bir araya gelerek dünyada yükselen şiddeti ve radikalizmi ele alacak.
Papa Francis sadece kendine benzemeyen kişilerle diplomatik bağlar kurmakla kalmıyor, bir yandan da günümüzün en yeni teknolojilerini dünyanın en küçük ülkesi Vatikan’a getirerek Katolik kilisesinden uzaklaşan kesimleri tekrardan etki alanına sokmayı hedefliyor.
Nasıl mı?
19 Ekim 2018’de Vatikan yetkilileri “Follow Jesus Christ Go” adlı PokemonGo benzeri oyunu piyasaya sürdüklerini açıkladılar. Şimdilik sadece İspanyolca ve İtalyanca versiyonları bulunan oyunda kullanıcılar Pikachu’yu yakalamak yerine Katolik dünyanın azizlerini, İncil’de geçen önemli kişileri ve diğer ruhani figürleri ‘bulmaya’ çalışıyorlar. Oyunun kullanıcıları azizler hakkında genel kültür sorularını cevaplamanın yanı sıra ayetlerden de alıntıları bilmeye çalışıyorlar. GPS teknolojisi ile kullanıcının tam konumuna göre oyunun kompozisyonunu değiştiren uygulama, Vatikan’ı ziyaret eden gençlerin dünyanın en küçük ülkesinin sokaklarında normalde harcayacaklarından çok daha fazla vakit harcamalarını sağlıyor. Örneğin kullanıcı bir kiliseye yakınlaştığında, oyun ondan içeri girip bir dua etmesini istiyor. Ya da alternatif olarak kullanıcı bir sivil toplum kuruluşuna para bağışı yapabiliyor. Oyun aynı zamanda Vatikan’daki heykeller, noktalar, meydanlar ve imgeler hakkında sorular sorarak kullanıcıların hareket halindeyken bu tarihi kenti daha derinlemesine keşfetmelerini sağlıyor.
Araştırmalara göre son yıllarda Katolik kilise ile bağlarını koparan kişilerin %20’sini 25 yaş altı gençler oluşturuyor. Vatikan, Papa Francis’in emriyle Evangelist vakıf Fundacion Ramon Rane tarafından 500 bin dolara geliştiren oyunla son yıllarda sıkça medyada yer alan cinsel taciz skandalları nedeniyle kiliseyle bağlarını kesen Katolik gençlerle tekrar bağ kurmayı amaçlıyor. Fundacion Ramon Rane vakfının direktörü Ricardo Grzona, “tamamen Katolik bir uygulama olan Follow Jesus Christ Go ile gençlerin en çok vakit geçirdikleri yer olan sanal dünyada Kilise üzerine eğitici içerikleri sunmayı hedeflediklerini” söylüyor.
Georgetown Üniversitesi’nin Ocak 2018’de yayınladığı bir araştırmaya göre tarihteki en hızlı dinden kopuş, günümüz Katoliklerinde gerçekleşiyor. Tarihte ilk defa bu kadar sayıda Katolik, kiliseden ayrılıyor. Bu durum diğer dinlerdeki ayrılmalardan katbekat fazla gözüküyor.
Papa Francis dünyada kendini Katolik olarak tanımlayan kişilerin günbegün azalmasının kilise için büyük bir tehdit oluşturduğunu düşünüyor. Bu nedenle milenyum çocuklarının değer verdiği meseleler olan iklim değişikliğinin durdurulması, adaletsizliklere sessiz kalınmaması, diyalog egzersizlerinin aksamaması ve teknolojiden geri kalmama gibi meziyetleri kendinde ve makamında toplamaya gayret ediyor. Gençlerin ihtiyaçlarını ve değer yargılarını dikkate alıyor ve bir şekilde kapsamaya çalışıyor. Bu durumu, “Tanrı’nın bugünün dünyasına konuşuşunu gençleri dinleyerek anlayabiliriz” diyerek özetliyor.
Papa Francis oyunun piyasaya çıkmasından bir ay önce Estonya’da yaptığı bir konuşmada; “Gençleri pasifleştirmeyi bırakıp onların dünyasını anlamaya başlamalıyız. Buna hazırlıklı değiliz ve gençler skandallara net bir şekilde cevap vermediğimiz sürece bizden uzaklaşacaklar.” diyerek ne kadar gelecek odaklı bir liderlik modeli ortaya koyduğunu gösterdi. Papa Francis’in manevralarından feyz alarak, 1995’den sonra doğan bireylerin bu dünyanın geleceğine en çok etki edecek insanlar olduklarını kabullenmek gerekiyor. Günümüzün gençlerinin gelecekte başarılı liderler olabilmeleri için edinmeleri gereken becerilerin başında ise bulundukları sosyokültürel iklimi anlayabilme, insani ilişkiler kurabilme ve özgüvenli olma geliyor. Günümüzün liderleri gençlere meraklarını geliştirebilecekleri alanlar yaratabildikleri kadar geleceğe yatırım yapmış olacaklar. Papa Francis’in Vatikan’ının Pokemon’a düşmesi de oldukça tuhaf olmakla beraber, son derece iyi bir ‘gelecek’ liderliği örneği sunuyor.